Sanal Gerçeklik (VR) Nedir?
İçindekiler
Bilgisayar çağıyla hayatlarımıza giren kavramlardan bir diğeri olan “Sanal Gerçeklik” yaşamın kendisine benzeyen, bilgisayar destekli ve interaktif bir çevrenin deneyimlenmesidir. Daha çok görsel ve işitsel araçlar kullanılarak var olan ya da kurgusal bir atmosfer deneyimi yaşanabilir. Bu iki aracın da gün geçtikçe tat ya da koku gibi duyuları da etkileyecek şekilde zenginleştirilmesi söz konusudur.
Sanal Gerçeklik İçin Gereken Araçlar Neler?
Bilgisayarla üretilmiş ya da geliştirilmiş bu tasarım evreninin içindeymişiz gibi hissetmek için neler gerekiyor? Akıllı telefon ve tabletlerle karşımıza çıkan uygulama bu amaca uygun yapılmış yeni nesil gözlükler sayesinde şimdi de sanal gerçekliği görebilmenin yanında, sanal sesleri duyurabilme ve sanal nesneleri hareket ettirebilme olanaklarımız da var. Gittikçe gelişen bu teknolojinin bir sonraki hamlesini tahmin etmek oldukça güç görünüyor.
Sanal gerçeklik gözlükleri insanın duyularını aslında 1965 yılından bu yana kandırıyor diyebiliriz. Amerika’da bilimsel bir makalede doğan bu kavram giderek “gerçek” oldu. Şimdiyse tamamen yaygın diyemesek bile çeşitli alanlarda kullanılabilirliği artmış durumda. Askeri ve endüstriyel alanda denenerek gelişiminde yol alan minik ekranlarla geliştirilen sanal gerçeklik yıllar içinde oldukça değişti.
Sanal Gerçeklik Şimdi Nerelerde Kullanılıyor veya Deneyimleniyor?
2000’ler ile teknolojik gelişmelerin ürünleri küçülerek hızlıca ekran teknolojisindeki gelişmelerin de ivmesiyle günlük hayata ve sıradan insana etki etmeye başladı. Giyilebilir cihazlar, ekranlarla melezlenen gözlükler tasarlandı. Dünyadaki bilim insanlarının hayali olan pek çok deneme başarıya ulaştı.
Mesela uluslararası dev şirketler kolayca akıllı gözlükler ile denemeler yapıyor. Google, Facebook, Microsoft ve Intel bunların arasında bulunuyor. Destekledikleri üniversite araştırmaları ışığında bu devler sınırları zorluyor; üretilen sanal gerçeklik gözlükleri de bağlı olan yazılımlar da gün be gün daha da çok kullanıcıya ulaşıyor.
Donanım ve yazılım geliştiricilerinin sayesinde giderek daha çok alanda hızlı birer deneyim sunacak bu teknoloji geleceğimizi etkileyecek güçlü faktörlerden. Şimdi bile eğitimden, sağlığa, otomotivden, endüstriye pek çok alanda akıllı ekran ve gözlükler aracılığıyla yavaş yavaş sanal gerçekliği deneyimlemeye başladık.
Çıkış alanlarından olan savunma ve eğlence sektörleri ise bir yandan başı çekiyor. Bu alanlarda insanı yapabilecekleri açısından zenginleştiren, hayatı kolaylaştıran ve benzersiz çözümlerle yenilikçi uygulamalar ortaya çıkıyor. Hedeflenen deneyimlere daha doğrusu bilgiye ulaşmanın günümüzde en yaygın ve kolay yolu olan cep telefonları sayesinde yapacaklarımızın sınırlarını aşmak oluyor. Mobil erişim ve internet, sıradan kulaklık ya da gözlüğün içine sığdırılarak bilim yaşamımıza daha da dokunuyor.
Sürekli gelişmekte ve kendince evrilmekte olan mekatronik olanaklar ve yapay zeka sayesinde bilim bu gibi hayalleri gerçek kıldı. Sanal gerçeklik için tasarlanan gözlükler ve bezer geliştirici aksesuarlar pek yakında her konuda yaşamı kolaylaştıran birer kişisel danışman olarak her yere sığdırılacak.
Bilim ve Sanat Erişim Kolaylığı ile Bir Arada
Örneğin Türkiye’deki Fransız Kültür Merkezleri gibi kurumlar zaman zaman çağdaş sanatçıların işlerini veya çok meşhur müzelerin belli başlı koleksiyonlarını VR kullanarak konuk ediyorlar. Mona Lisa tablosunun fiziksel olarak Türkiye’de sergilemek mümkün olmayabilir; sizin gidip görmeniz de çok maliyetli olabilir. Ancak sanal gerçeklik teknolojisi ile İzmir ya da Ankara’da aslına yakın bir tecrübe yaşayarak böyle özel eserleri gözlemleyebilirsiniz.
Kısacası sanal gerçekliğin dokunmadığı bir alan yok. Özellikle çağdaş sanat ile bilimin belki de birbirine bu denli yaklaştığı tek nokta sanal gerçeklik. Yaratılan atmosferle siz de gezegen yüzeyini ya da kilometrelerce uzak bir müzeyi hatta sevdiğiniz bir bilgisayar oyununun dünyasını keşfe çıkabilirsiniz. Üstelik her şey sizin bulunduğunu mekana gelip canlanacak ve bu unutulmaz tecrübeyi yaşamanızı sağlayacak. Akıl ve bilim çağının büyüsü de bu olsa gerek…
Gittikçe otomatikleşen ve kendiliğinden düşünen bir bilimsellikle dört yanımız sarılıyor. Sürücüsüz bir trafik mümkün mü sorusundan kendiliğinden yemek pişiren bir mutfağın hayaline kadar insan yarattıkları ile hayatını kolaylaştırma isteği içinde bulunuyor. Giderek gelişen teknoloji ile önceden sadece ekranda görülen bir çevreyi siz de içinde gibi tecrübe edebilirsiniz. Genellikle bir gözlük ya da başlık ve kontrol kolları ile zihninizin gördüğü görüntüyü yaşadığına ikna edilmesiyle bu dünyaya giriyorsunuz.
Gelecekte Sanal Gerçeklik
Sanal gerçeklik etkisinin kişisel uygulamalarda etkisinin gelişmesi bekleniyor. Bilgisayar oyunlarının bu teknolojinin hızlı ilerlemesinde payı büyük elbette. Keza oyun sektöründe de sanal gerçekliği yaşam benzeri ve fantastik dünyalarla görmeye devam edeceğiz. Film ve kitapların, bilimsel incelemelerin sanal gerçeklik kullanılarak üç boyutlu makale benzeri materyallere dönüşmesi olasılığı nefes kesici. Bir yandan keşfetme duygumuza hitap edecek seyahat konseptleri, ekstrem sporlar ve ulaşılması güç yerler yine bu teknoloji aracılığıyla evimizin salonuna geçek gibi duruyor. Zirvedeki rüzgarı akıllı telefonunuzla hissedebileceksiniz yani.
Günümüzde oyun sektöründe çığır açan aygıtlar giderek yaygınlaşıyor. Bunun eğlenceyle yarışan sağlık ve eğitim sektörüne yansımasını da unutmamalı. Robotik ameliyat teknolojilerinde ve simülasyon eğitim olanaklarında zaten gelişmekte olan bir kullanım söz konusu. Uzun vadede gelişim dallanıp budaklanacak bir teknoloji üstelik yaşamı kolaylaştırarak gelişiyor. Gelişmeye devam de edecek.